|  | Mehmet Emin Türkyılmaz  
 
                                     Rücû VaktiÖtüken’den çıkarken tozlanan ayağınıTalas’ta yıkayarak şana şan katan millet;
 Hilâle kardeş edip şerefli sancağını
 Tarihin merkezine oturtur otağını,
 Ve Anadolu yakar sönmeyen ocağını
 Cihana bir lûtuftur bu asil, aslî kudret
 Bir yanı zulme settir diğer yanı adâlet
 Dudağından dökülen: Ya zafer ya şahâdet!
 
 Çoktandır aydınlığa hasrettir gündüzümüz
 Çoktandır kulakları döven hep âhüzârdır
 Ne zaman pâye aldı, övüldü yüzsüzümüz
 Ne zaman tebessümü unuttu öksüzümüz
 Ne zaman ki vahdetten  yüz çevirdi yüzümüz
 Tefekküre şek düştü; - kim kime nasıl yârdır? -
 İşte o andan beri oyun kuran ağyardır
 Bu kadim coğrafyada kan ve gözyaşı vardır!
 
 İslâm Ülkelerinde rafa kalkınca İslâm
 Halkını kul edenler şâşaaya kul olur
 Saltanatı şâh eder adı konmamış nizam
 Saraylardan ihanet  yayılır buram buram
 Haçlıya, Siyoniste tüm mukaddesat ikram
 Bu ahmak gürûhunun elinde din pul olur
 Mukaddes emaneti terk eden mes’ul olur
 Ancak Oğuz mührüyle Kur’ân bir okul olur!
 
 Onlarca imtihanı geçemeyen tek testten
 İktidar edilerek şerre maşa edildi!
 Uyanması beklense bunca ruhu derdestten;
 Bir diriliş olur mu bunca fikri sermestten?
 Kim anlar; evlâdını gömen bir putperestten
 Kılı kırk yaran Ömer nasıl inşa edildi?
 Tâhâ’daki o hikmet neden ifşâ edildi?
 Hangi feraset ile sır temâşa edildi?
 
 Çin ve Rus kıskacında sıkışan Orta Asya
 Gözünü ufka dikmiş bir ses bir muştu bekler:
 Ne oldu sırt dönüldü cedde, soydaşa, soya ?
 Boraltan fâciası “ dönek kardeş “ e foya
 Ama  üç – beş mankurtla  bozulmaz güçlü maya
 Varsın keş notalarla beste yapsın zevzekler
 Dua, niyaz gözyaşı; arşı sallar dilekler
 Ancak sen doğrulursan bahar açar yürekler.
 
 Hangi entrikalarla hedeften ayrı düştük?
 Bizi bize düşüren ne renk, hangi yalanlar?
 Biz ki kuru lokmayı iki kardeş bölüştük
 Biz ki aynı mezara beşer, onar doluştuk
 Biz ki millet ve ümmet tek dâvada buluştuk
 Sâhi, tarih mi oldu eskitilen zamanlar?
 Geçmişini unutan bugünü nasıl anlar?
 -Bak ama görme – derken gözleri boyayanlar!
 
 Mesuliyet ağırdır ama her şeye değer
 Vakit doğrulma vakti, asla rücû vaktidir!
 Son bulsun birliğini hedef alan hileler
 Arz-ı endamın ile çöksün kumdan kaleler
 Kızılelma yolunda  yakılsın meşaleler!
 Tasvirin öyle zor ki; nasıl anlatsın şiir?
 Yakışmaz ayağına ne pranga ne zincir
 Damarında Malazgirt ruhunda şanlı Bedir!
 
 Ötüken’den çıkarken tozlanan ayağını
 Talas’ta yıkayarak şana şan katan millet;
 Kaldır, gökleri delen şahâdet parmağını!
 Aç, mazlumlara liman o müşfik kucağını!
 Anlat Orhun nehrini, Selenga ırmağını!
 Düstur; Oğuz Töresi, miras; izzet, asâlet
 Sâhip çık şiar olsun Bilge’ce her vasiyet;
 Atan Oğuz’dan beri her iklim sana hasret;
 
 Mutlak yol ki;  Sırât-ı Müstakîm sana hasret…
 
 Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz İstanbul - 08 Ekim 2020 ( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)
 
 
 
 
 
 
 Yorumlar 
        
        30.1.2021 18:23:56 Çok güzel bir şiir olmuş ihanetin belgesi gibi ayrıntılı isabetli maşaallah maşaallah 
 Ferşat türkyılmaz  
 
 
 
 | 
 |