|
Mustafa Ceylan Şiiri
DİRİLİŞ
Kar yağarken yamaçlarda direnen
Bir kardelen çiçeğidir diriliş.
Al, kırmızı, gonca gonca görünen
Goncaların gerçeğidir diriliş.
Dost dağından yere düşen çığ gibi
Fatihlerin açtığı bir çağ gibi
Ferhatların yüreğinde dağ gibi
Sevdaların ölçeğidir diriliş.
Mevsim mevsim, adım adım yürüyen
Bulutların saçlarını tarayan
Minnacık bir mutluluğu arayan
Sevenlerin merceğidir diriliş.
İnsan insan doldurandır bulvarı
Binbir renge boyayandır duvarı
Gönlümüze sarmalayan baharı
Sevgilinin kucağıdır diriliş.
İnançsızın kafasını oynatan
Türküsünü dağa, taşa dinleten
Damar damar sancıları kaynatan
Umutların ocağıdır diriliş.
1978
Mustafa Ceylan
·
·
Afet Kırat 34 yıllık bir şiir, kafiye açısından, durak açısından bu kadar güçsüz
olması doğaldır. duraklar demişken açıklamaya çalışayım, kelime olarak hatalı
değil, okurken sıkıntı meydana getiriyor. Örnek olarak : "Fatihlerin
açtığı bir çağ gibi" bir sayı sıfatıdır arkasındaki kelimeyle birlikte
okunması gerekir, bir çağ beraber okunması gereken tamlamadır burada durakla
ayrılmış. "Minnacık bir mutluluğu arayan " bu mısra da bana yanlış
geldi, mutluluk sayı ile ifade edilmesi ne kadar doğrudur ki? Ufak tefek
mutluluğu arayan gibi bir söyleyiş olabilirdi.
·
Afet Kırat şiirin konusu diriliş, ama çok açık değil ne dirilişi olduğu, ya da
ben anlayamadım.
·
Kenan Baran İlk dörtlükteki al kırmızı goncalara dikkat çekerken şair belki de
Kurtuluş Savaşını diriliş olarak kabul ediyor. Sonraki dörtlüklere baktığımızda
da sanki anlatılan hayatın kendisi ve hayatın her anının bir diriliş olduğunu
belli etmek istediğidir gibime geldi. Çok net bir canlandırma bende de
oluşmadı.
Genel olarak kullanılan kafiye şekli çok hoşuma gitmedi. O tadı
yakalayamamam belki de benim bilgisizliğimden kaynaklanıyor.
İnsan insan doldurandır bulvarı
Binbir renge boyayandır duvarı
Gönlümüze sarmalayan baharı
Sevgilinin kucağıdır diriliş.
Bu dörtlükte benzer ses sayısı her mısrada bir azalıyor. Zengin başlayan
kafiyenin zengin devam etmesini isterdim.
Diğer dörtlüklerle alakalı tek bir dörtlüğü örnek vermem yeterli olacaktır.
Mevsim mevsim, adım adım yürüyen
Bulutların saçlarını tarayan
Minnacık bir mutluluğu arayan
Sevenlerin merceğidir diriliş.
Bu kafiye şekli usulen doğru olsa bile hoşuma gitmiyor.
yürüyen, çürüyen şeklinde ya da tarayan, arayan, yarayan şeklinde olsa daha
hoş olurdu diye düşünüyorum.
Şiir otuz dört yıllık olsa da gayet güzeldi. Mustafa Hocama teşekkür
ederim.
Selam ve saygılarımla
·
Kenan Yavuzarslan Bazı arkadaşlar
karşı çıkabilirler ama bu şiiri günümüzde eleştirmek çok da doğru değil diye
düşünüyorum. Her ne kadar hece ölçüsü de olsa günümüzde şiire bakış o tarihten
daha farklı.
Bir noktaya değinmek istiyorum sadece.
Minnacık, minnacık bile olsa sırıtıyor. Daha güzel ifade edilebilirdi
bence.
·
Afet Kırat konu açısından haklı buluyorum o dönemlerde sağ sol çatışması
yoğunluktaydı, şimdi onun için anlamsız gelebilir bize, zaten konuya çok da
takmış değilim şiir olarak zayıftı. aslında bu kadar eski şiirler
seçilmemeliydi, şahsen ben ilk şiirlerimi, şiir sandıklarımı o dönemler
yayınlamıştım, şimdi eleştirilmesini istemezdim.silebilmem mümkün olsa hepsini
silerdim. Mustafa bey de aynı durumda şimdi çok güzel şiirleri de var.
·
Mehmet Ziya Diriliş:
1.kıta
dağbaşında kar kış demeden, fırsatını bulduğunda
bir kardelenin doğuşu, çiçeklerin hürriyetine
kavuşmasıdır diriliş.
2. kıta
bıkmadan usanmadan ülküsünün peşinde koşmak,
uğruna ölmektir diriliş.
3.kıta
Her mevsimi doğal kabul etmek, yazın güneşe,
kışın soğuğa, kara isyan etmeden, gökyüzünü
örten kapkara bulutlara bile sevgi ile bakarak, bir
yudum mutluluğu aramaktır diriliş.
4.kıta
insanlara insanca yaklaşmak, her ırkı, her değişik
duyguya saygı duymak, her sese kulak vermek,
kavgadan uzak durmak, kucaklaşmaktır diriliş.
5.kıta
İnançsızlara gösterdiği kararlılıkla kendine hayran
bırakmak, hakikati gereği gibi yaşamak,
sancı çekse bile yolundan dönmemektir diriliş..
ve ve çok daha fazlası..
şiiri politik olarak değerlendiren çıkabilir ama ben
bunları aldım şiirden.
şiir meramını çok iyi anlatmış
ilk başta konusu nedir diye duraksayabilirsiniz ama şiirin içine girince
gayet iyi anlaşılıyor.
şair; korkmadan, kelimeleri, anlatımı pres makinesine sokmadan maksadını
belirtmiştir bence
"minnacık" çocuksu çok içten safiyane bir kelime..bir yudum sevgi
·
Mehmet Emin Türkyılmaz 1978 yılında
yazılmış bir şiiri buraya taşımak bazılarımıza göre doğru olmayabilir.
Bazılarımız eski şiirlerimizin eleştirilmesini de istemeyebiliriz. Mustafa
Ceylan ağabeyin bugün yazdıklarını da çoğumuz iyi biliriz.
Peki, bugün kitap çıkaran arkadaşlarımızın şiirlerine kırk yıl sonra
bakıldığında ne diyeceğiz? ( eğer hayatta isek) “ Onlar çok eski şiirlerdir,
acemilik döneminde yazılmıştır, şuralarını düzeltecektim ama kitapta olduğu
için elleyemedim “ mi?
O zaman üstadların şiirleri de bu durumda olmaz mı?
Bu şiirin yazıldığı tarihte bazılarımız şiire yeni başlamış, bazılarımız
henüz başlamış, bir çoğumuz şiirle tanışmamış, doğmamış ya da çocuk yaşta
idiysek o zaman bu şiir daha anlamlı olmaz mı?
Sayalım ki yazıldığı tarih bugün!
·
Erol Uraz İnsan insan doldurandır bulvarı
Binbir renge boyayandır duvarı
Gönlümüze sarmalayan baharı
Sevgilinin kucağıdır diriliş. .. Şimdi bu dörtlükte üçüncü dize bitmemiş
görünüyor. Gönlümüze sarmalayan baharı dedikten sonra ne olduğunu bilmeden
sevgilinin kucağıdır diriliş denmiş. Üçüncü dize boşlukta kalmış.
·
Erol Uraz "Sevenlerin merceğidir diriliş. " ama bu dizeye hayran
kaldım. Harikulade bir ifade bence.
·
Şengül Cennet ben 4 yaşındaymışım bu şiir doğduğunda ... iki gündür şiire yorum
yazamayışım bundandır belki de ... değerini o kadar artırıyor, anlamına öyle
anlamlar katıyor ki yıllar ... eleştirmeye kıyamadım saygımdan ... merceğimi
sakladım
·
Kenan Yavuzarslan :) Ben de şiir
yazıldığında 6 yaşımda olduğum için ağzımı açamadım sanırım.
·
·
Şengül Cennet ama ... şiirin hakkını vermek gerek ... o zamanki gündem neydi, şiir
hangi olayın, neyin üzerine yazıldı bilmiyorum ama mana çok geniş alınmış ve
derin teşbihlerle anlatılmış ... okuyana, değeriyle paralel bir haz vermese de
okuduğuma çok memnun olduğum bir şiir ...
·
Afet Kırat O zamanlar sağ sol çatışmalarının en yoğun olduğu zamanlardı.
Ülkücüler ve solcular, daha doğrusu komünistler. Tarih olmasa ben de değişik
düşüncelere kapılırdım ama şimdi okuyunca başka bir şeyi anlattığını
düşünemiyorum. Ben o tarihte 33 yaşındaydım, aslında her şeyi anlayacak
yaştaydım ama lisede koyu bir ülkücü olmama rağmen daha sonra karşı tarafı
destekler oldum. Aslında çok saf bir kadınım ben ya, kimin yanındaysam onlara
kanıyorum. Şimdi biraz akıllandım da kansam da kanmamış gibi yapıyorum, ya da
doğru bildiğimin dışında konuşanlar olursa da dinlemiyorum. Bazı şiirler vardır
her döneme hitap eder bazıları sadece tarihsel değer taşır, o günleri anlatması
açısından değerli bir şiirdi.
·
Şengül Cennet tam olarak neyin ''diriliş''ini anlatmış acaba ?.. genel olarak
TC'nin mi yoksa belli bir tarafın mı ?..
·
Afet Kırat Türk ülküsünün dirilişi olarak biliyorum onu.
·
Kenan Yavuzarslan Afet Hanım :) bir düzeltme
yapalım, o tarihte 33 değil 23 yaşında olmanız gerek sanırım :)
·
Afet Kırat evet ben neden yaşımı hep 65 in üstünde görüyorum ki, ama doktorumun
kabahati vücut yaşınız 70 e yakın dedi.
·
·
Afet Kırat Konuyu açan olarak bu konudaki bilginize dayanarak sizin de
düşüncelerinizi aktarmanız gerekmez mi, herkes onu bekliyor zannımca Mehmet
Bey.
·
·
Mehmet Emin Türkyılmaz Şahsen, bu
gruptaki katılımın daha geniş olmasını arzu ederdim ve ediyorum. Belirli
arkadaşların dışında sessizliği tercih edenlerin de düşünceleri benim için
önemli.
Kendi kendime fikir jimnastiği yaparken zaman zaman şiirimizin ustalarının
eserleri hakkında düşünürüm. “ Acaba şurası şöyle olsa nasıl olurdu, böyle
daha iyi olmaz mıydı, neden bu cümleyi ve bu kelimeyi kullandı da şunu
kullanmadı diye “ sorarım kendime. Sonra da bu yaptığımın haddi aşmak ya da
ukalalık olup olmadığını düşünürüm. Daha iyiye giden yolun sorgulamaktan,
araştırmaktan geçtiğini bildiğimizden haddini bilmek kaydıyla bunun zararlı
değil aksine faydalı olduğuna çıkar hep yolum.
Tarihsel süreçte siyasetin, inançların, sosyal hayatın bir şekilde
etkisinde kalan şiirde zaman zaman tarzlar değişse de değişmeyen doğruları ile
bugün önümüzde bir hece tarzı vardır. Geçmiş şiirler incelendiğinde onların
içerikleri hakkında konuşurken zaman ve zemin mukayesesini elbette yapmak ve
her şiiri içerik anlamında zamanına göre değerlendirmek daha âdil olur
kanısındayım. Ne var ki, değişmeyen doğruları ; hece ve kafiye, mısra tekniği,
şiir tekniği adına onlar hakkında konuşabilmeliyiz. Her şair zamanla kendini
geliştirebilir ve geliştirmelidir de. Bir çok ustanın eski şiirlerini muhtelif
nedenlerle kitaplarına almadıklarını da biliyoruz. Ama ortada bir çalışma varsa
onun hakkında konuşmak da olmalıdır.
1978 yılında yazılan bu şiire şu yönleri ile bakmak mümkün kanaatimce.
a) Bu şiir bugün yazılmış olsaydı neler diyebilirdim ?
b) 1978 yılında bu şiiri yazan birini ne kadar eleştirebilirim?
c) Şiirin içinde bu kadar zaman geçiren birini eleştirirken ya da dinlerken
nelere dikkat etmeliyim?
Eleştirmek ile hakaret etmek, eleştirmek ile saygısızlık etmek,
eleştirirken şiir ile şairi karıştırmak yanlışlarını bir kenara bırakırsak “
her şiir eleştirilebilecek şiirdir “ tespiti yanlış değildir bana göre. Sadece
üslûp ve tarzımızı çok iyi ayarlamamız gerekmektedir.
Bu şiir bugün yazılmış olsaydı ya da Mustafa Ceylan ağabey değil de bir
başkası yazmış olsaydı ne diyebilirdik?
Şahsen, Afet Hanım gibi kafiyelerin zayıflığından bahsetmezdim elbette.
Bence burada çok çok güçlü kafiyeler olmasa da zayıf kafiye görmedim. Özellikle
kafiye kaygısının mısra ve anlama etkisini hiç görmedim. Yazılmak istenen gayet
rahat bir şekilde ifade edilmiş diye düşünüyorum.
İskeleti sağlam, kendi ayakları üzerinde durabilen, diri ve yüksek sesli
bir şiir görüntüsü verdi bana.
Ayakların genel anlamda kıt’aları tamamladığını ve ayrı bir görüntü
vermediğini düşünüyorum. Belki ikinci ayak:
“Al, kırmızı, gonca gonca görünen
Goncaların gerçeğidir diriliş. “
daha farklı ve güçlü oluşturulabilir, “al “ ile “ kırmızı “ yan yana, iki “
gonca “ alt alta gelmeyebilirdi.
Şiirde güçlü ve bâkir vurgular dikkatimi çekti.
“ Kar yağarken yamaçlarda direnen
Bir kardelen çiçeğidir diriliş. “
“Bulutların saçlarını tarayan “
“Damar damar sancıları kaynatan”
“Dost dağından yere düşen çığ gibi “
Belki, dirilişin ne olduğunu tam olarak anlayamamak bazı soru işaretlerini
beraberinde getirdi ve kafamızda çok şekillendiremedik. Evet çok açık değil “
diriliş” ten ne kastedildiği. Belki de bizim aklımıza gelenlerin hiçbiri
değildir. Sanırım şairinin açıklaması en doğrusu olacaktır.
Kısaca, yazıldığı anda yayımlanması ve incelenmesi düşünülmeyen, internetin
hayali bile yokken, belki defter sayfalarından bulunup çıkarılan bir şiirdi
önümüzde duran. Ve günümüzdeki çok heceden iyi bir şiirdi.
Otuz dört yıl önce bu şiir yazabilecek kadar şiirin içinde olan( ki ben
daha eski olduğunu biliyorum) birini şahsen ciddiye alırım. Yazdıklarını da
söylediklerini de. Ve onunla konuşurken her zaman haddimi bilmeye gayret
gösteririm. Elbette bana uymayanları da uygun bir dille anlatmayı hiç ihmal
etmem…
Yorumlar
6.11.2012 04:05:47
Merhaba...
Burada hece ile yazılmış şiirlere eleştiri getiren bütün arkadaşlarımıza kalbi teşekkürlerimle...Paylaşımlar, tartışmlar, eleştiriler son derece yapıcı, dostane ve tabii ki şiirin yükselişine katkılarla dolu. Fakat, siz... İllâ ki siz, değerli insan Mehmet Emin Bey kardeşim; sizin insana saygınıza, duyarlılığınıza, üslubunuza, mesafenize, derinliğinize ve bilginize saygım, sevgim, dostluğum bir başka derin, bir başka sevecenlikle dolu! Çünkü siz, kırık can parçalarını bile özenle, saygıyla, hakkaniyetle toplayarak bütünleyen ve insan gerçeğini hiçbir zaman gözardı etmeyen çok derin ve tasavvufî bir bakış açısına sahipsiniz. Ve günümüzde hakikaten çoğalmasını istediğim yapıcı bir güzel insan çiçeğisiniz! Yorum ve eleştirilerinize, görüşlerinizi ifade şeklinize bakınca ne demek istediğimi anlamak mümkün! Bu sözlerimin hiç bir şekilde mübalağa olarak algılanmasını istemem! Okuduklarım ve anladıklarım çerçevesinde, aklımın ve vicdanımın buluştuğu noktada söze dökülen naçizane düşüncelerim. Bunlar. Hoşgörünüze sığınarak samimiyetle dillendirdim...Affoluna! Başarılı ve dostane paylaşımlarınızın devamı dileklerimle, saygı ve dostlukla…
Refika Doğan
|
|