Şiirlerde İSTANBUL / Vedat ŞAHİN


ŞİİRLERDE İSTANBUL / Vedat ŞAHİN

 

 İstanbul, hiç şüphe yok ki nice şairlere ilham kaynağı olmuş ve hakkında en cok şiir yazılan; doğu ile batının birbiriyle iç-içe ve kardeşçe yaşadığı, iki ayrı kültürü birbiriyle kaynaştırabilmiş tek şehirdir. Türkiye’nin resmi olmayan fakat pratikte tartışmasız ‘baş’ kenti şairleri büyülemeyi yüzyıllardan beri kendine alışkanlık edinmiştir...

 İstanbul´u diğer şehirlerden ayıran, şairleri kendisine hayran bırakan hangi özelliğidir bilinmez. Aslında burada bir çok sebep sıralanabilir; lakin bu sebeplerin; kişiden kişiye,gönülden gönüle farklılık arz ettiği için üzerinde durmak gereksizdir. Zaten her yüreğin sevmek için her zaman ayrı bir nedeni vardır.

 Sözü burada keselim ve üstadlara bırakalım.

 Üstad Necip Fazıl için İstanbul bir sevgilidir, hem de zaman ve mekan aşıp geçmiş bir sevgili... Ana gibi yar İstanbul gibi diyar olmaz ona göre. Güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyardır... Üstad, Ay ve Güneş’le İstanbul´dan hemşehridir. İstanbul´un gecesi sümbül, Türkçe´si bülbül kokar...

 

Canım İstanbul

 

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan, aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım...

İstanbul,

İstanbul...

...

 

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!

Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu.

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

Ana gibi yar olmaz İstanbul gibi diyar;

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sümbül kokan,

Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,

İstanbul...

 

Orhan Veli, bir yandan İstanbul´u dinlerken diğer yandan türküsü dilindedir...

 

İSTANBUL´U DİNLİYORUM

 

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda

Sucuların hiç durmayan çıngırakları;

İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı

...

 

İSTANBUL TÜRKÜSÜ

 …

 Rumelihisarı’na oturmuşum

Oturmuş da bir türkü tutturmuşum

“İstanbul’un mermer taşları;

Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;

Gözlerimden boşanıyor hicran yaşları;

 

Edalı’m,

Senin yüzünden bu halim.”

“İstanbul’un orta yeri sinema;

Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;

El konuşur, sevişirmiş, bana ne?

 

...

 

Ziya Osman Saba´nın muradı ise daha başkadır…

 

HER AKŞAM Kİ YOLUMDA...

 

Her akşam ki yoluma koyulmuş gidiyorum.

Her aksamdan vücudum bu aksam daha yorgun.

Öyle istiyorum ki bu akşam biraz sükûn,

Bir cami eşiğine yatıversem diyorum

-Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum!

Sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun;

Bu akşam, artık seni anmayan İstanbul’un

Bomboş bir camiinde uyumak istiyorum.

Sonsuz sessizligini dinlemek istiyorum.

Bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık,

Sana az daha yakın yaşamak için artık,

Rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum.

 

 

 

 

Ümit Yaşar Oğuzcan gitse gider, dursa durur İstanbul. İnsan İstanbul´u bir kere sevmeye görsün…

 

İSTANBUL

 

 

Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık

Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul

İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım

Nereye gidersen git, orada İstanbul.

 

 

Yahya Kemal Beyatlı´da tam bir İstanbul aşığıdır. “İstanbul´da yaşayan, ölen ve yatan yaşamıştır” der en hoş ve uzun bir rüyada. Hatta bir Ankara seyahati sonrası,

 

-Ankara’nın en çok hangi yönünü sevdiniz? diye sorulan bir soruya;

 

-İstanbul´a dönüşünü!!! diye günümüze kadar dillerde dolaşa gelecek tarihi cevabı verecektir.

 

Ayrıca Beyatlı’nın İstanbul sevgisi İstanbul´u fetheden yeniçeriye dahi gazel yaktıracak kadar ileridir.

 

Aziz İstanbul

 

Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer.

Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

 

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada.

Lâkin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda,

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

 

 

İstanbul`u Fetheden Yeniçeriye Gazel

 

Vur Pençe-i Âlî`deki şemşîr aşkına

Gülbang-ı âsmânı tutan pîr aşkına

Ey leşker-i müfettihü`l-ebvâb vur bugün

Feth-i mübîni zâmin o tebşîr aşkına

Vur deyr-i küfrün üstüne rekz-i hilâl içün

Gelmiş bu şehsüvâr-i cihângîr aşkına

Düşsün çelengi Rûm`un, eğilsün ser-i Firenk

Vur Türk`ü gönderen yed-i takdîr aşkına

Son savletinle vur ki açılsın bu sûrlar

Fecr-i hücûm içindeki tekbîr aşkına

 

İstanbul´un destanını yazma işini ise Bedri Rahmi Eyüpoğlu üstlenmiştir.

 

İstanbul Destanı-1

 

İstanbul deyince aklıma martı denir

Yarısı gümüş, yarısı köpük

Yarısı balık yarısı kuş

İstanbul deyince aklıma bir masal gelir

Bir varmış, bir yokmuş

İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir

Anadolu`da toprak damlı bir evde

Gülcemal üstüne türküler söylenir

Süt akar cümle musluklarından

Direklerinde güller tomurcuklanır

Anadolu`da toprak damlı bir evde çocukluğum

Gülcemalle gider İstanbul’a

Gülcemalle gelir

...

 

 

 

İstanbul Destanı-2

...

İstanbul deyince aklıma

Binlerce insanın aynı anda

Aynı şeyi duymasından doğan sevincin

Heybetini düşünürüm

Birbirine eklenir kafamda

Binler yüzbinler milyonlar

Sonra bir mısra havalanır ürkek

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar

İstanbul deyince aklıma

Yahya Kemal gelirdi bir eyyam

Şimdi Orhan Veli gelir

Demindenberi dilimin ucundasın Orhan Veli

Demindenberi senin tadın senin tuzun

Senin şiirin senin yüzün

Yaralı bir güvercin misali Başımın üstünde dolanır durur

Gelir sessizce konar bu şiirin bir yerine

Neresine mi arayan bulur

Erbabı bilir

...

 

 

Ahmet Mahir Pekşen´in İstanbul sevgisi ve sevgilinin pek de hoş olmayan hallerine sitemi yürekleri dağlamaktadır.

 

İstanbul...

 

Bir yanda sessiz dua, bir yanda suh kahkaha,

Bir yanda kula kulluk, diğer yanda Allah' a,

Sanmam koca Dünya da esin bulunsun daha,

 

Ey İstanbul... İstanbul senin iki yüzün var,

Bir yüzün gülüyorken diğerinde hüzün var.

 

İbadet sessiz sessiz, rezalet gümbürtülü,

Çirkinliğin meydanda, güzelliğin örtülü,

Sararken ufukları gurubun kızıl tülü,

 

Gecelerin kim bilir hangi günahlara gebe ?

Taksim’deki günaha Eyüp'te büyük tövbe

....

 

Ne yazık ki satılır olmuş insan maddeye,

Koyun kasapta satılık, kadın düşmüş caddeye,

Nasıl gelmez İstanbul hırstan çatlar haddeye,

 

Her hali edasıyla İstanbul’um bir hoştur,

Kadir’de tam müslüman, Noel’de tam sarhoştur.

....

 

Karaköy' de günahlar sarılır kalın sise,

Çan çalarken Taksim' in göbeğinde kilise,

Ayasofya susuyor bu ne garip is ise (?)

 

İsyanın yeri yoktur, Eyüp sabra çağırır,

Meşhur Zincirlikuyu gel der, kabre çağırır.

 

 

İstanbul şiirleri elbette bunlarla sınırlı değil. Hepsini burada zikretmeye ne yerimiz, ne de bizim yeteri kadar zamanımız var. Biz biliyoruz ki bu güzel şehir şairleri büyülemeye devam ediyor ve edecek. Son olarak içimizden birine, değerli ağabeyim Oflu'nun  İstanbul adlı şiirine yer vermek istiyorum.

 

Oflu da şiirinde İstanbul´un güzelliklerini gözler önüne serer ama yaman çelişkilerine de sitem etmeden edemez.

 

İstanbul

...

 

Gece örterken seni Etiler’de gün başlar

İstinye, Tarabya’da türlü türlü telâşlar

Sabah ezanlarına tempo tutar sarhoşlar

 

Yollarına set çektik, görünmez oldu nusret

Alnın secdeden kaçar, secde alnına hasret

 

Sulukule’n; mastika, Kumkapı’n; fasıl fasıl

Çarşamba’n teheccüdde; sarsıl İstanbul sarsıl !

Hangisi gerçek çehren belli değil velhâsıl

 

Şehitlik inzivada, Zincirlikuyu şaşkın

Dünya sana aşıkken; aşk arar olmuş aşkın!

 

Bu bir hesaplaşma mı; geçmişi inkar niye?

Örümcek ağlarıyla örülmüş her külliye

Heybeli mehtaptayken ağlar Süleymaniye!

 

İstanbul! Duy sesini sükûtta yanan âhın

Bedene ağır gelir bu rengârenk günahın.

 

..

Vedat ŞAHİN









Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.


Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
29.3.2024 14:33:14
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.