Ömer Seyfettin / Hayatı

28 Şubat 1884'te Gönen'de doğdu. 6 Mart 1920'de İstanbul'da yaşamını
yitirdi. Çağdaş Türk öykücülüğünün ile "Milli Edebiyat Akımı"nın
kurucularından. Kafkas göçmenlerinden Yüzbaşı Ömer Şevki Bey'in oğlu.
Öğrenimine Gönen'de başladı. Babasının görevi nedeniyle sürekli yer
değiştirmemeleri için annesiyle bilikte İstanbul'a gönderildi. 1892'de
Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye yazdırıldı. 1896'da Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni
bitirdi. Edirne Askeri İdadisi'nden sonra 1903'te İstanbul'da Mekteb-i
Harbiye'den mezun oldu. Mülazim (teğmen) rütbesiyle orduya katıldı. İzmir
Zabitan ve Efrat Mektebi'nde bir süre öğretmenlik yaptı. 1908'de merkezi
Selanik'te olan 3'üncü Ordu'da görevlendirildi. 1911'da ordudan ayrıldı. Ama
Balkan Savaşı çıkınca tekrar askere alındı. Sırp ve Yunan cephelerinde savaştı.
Yanya Kalesi'nin savunması sırasında Yunanlılara esir düştü. Bir yıl süren
tutsaklıktan sonra İstanbul'a döndü. Kısa bir süre "Türk Sözü"
dergisinin başyazarlığını yaptı. 1914'te Kabataş Lisesi'ne edebiyat öğretmeni
olarak atandı. Ölümüne dek bu görevi sürdürdü. Yazmaya Edirne'deki öğrenciliği
sırasında başladı. İlk şiiri "Hiss-i Müncemid" "Ömer" imzasıyla
1900'de "Mecmua-i Edebiye"de yayınlandı. İlk öyküsü "İhtiyarın
Tenezzühü" 1902'de Sabah gazetesinde yer aldı. İzmir ve Makedonya'da
görevliyken yazdığı şiir, öykü ve makaleler çeşitli dergilerde çıktı. Askerliğe
ara verdiği dönemde ise yazıları "Rumeli" gazetesi ve çeşitli dergilerde
yayınlandı.
Selanik'te yayınlanan "Genç Kalemler" dergisindeki yazılarıyla
ünlendi. Derginin ikinci dizisinin ilk sayısında Nisan 1911'de yayınlanan
"Yeni Lisan" başlıklı yazısı "Milli Edebiyat" akımının
başlangıç bildirgesidir. Yazılarında, yalın, halkın konuştuğu ve anladığı bir
dil kullanmak gerektiğini savundu. Türkçe'nin kendi kurallarına uygun
yazılmasını, Arapça ve Farsça sözcüklerden arındırılmasını istedi. Milli
Edebiyat akımının öncülüğünü Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem'le birlikte
sürdürdü. 1'inci Dünya Savaşı yıllarında "Yeni Mecmua"da yayınlanan
öyküleriyle ününü iyice yaygınlaştırdı. Öykülerini kişisel deneyimlerine,
tarihsel olaylara ve halk geleneklerine dayandırdı. Günlük konuşma dilini
kullanması, öykülerine canlı ve etkileyici bir özellik verdi. Çok değişik
konular işledi. Bunları anlatırken yergiye, polemiğe, komik durumlara ve
toplumsal yorumlara da yer verdi.
Ölümünden sonra 1926'da öykülerini önce Ali Canip Yöntem derledi.
Ardından Ahmet Halit Kitabevi 1936'da bir derleme yaptı. 1950'den sonra Şerif
Hulusi, öykülerini yeniden gözden geçirip 10 cilt halinde yayınladı. Rafet
Zaimler Yayınevi 1962'de 30 öykü daha ekleyerek 11 ciltlik bir külliyat halinde
yayınladı. Son olarak Bilgi Yayınevi, "Bütün Eserleri" adıyla tüm
öykülerini 16 kitapta topladı. Kahramanlar, Bomba, Yüksek Ökçeler, Yüzakı,
Yalnız Efe, Falaka, Aşk Dalgası, Beyaz Lale, Gizli Mabet bu dizideki öykü
kitaplarından bir bölümü.
İnceleme kitaplarında "Tarhan", "Ayın Sin"
rumuzlarını kullandı.
Şiirin
Ustaları ve Halk Ozanları sayfaları için kaynaklar: Turkedebiyat.net - Antoloji.com - Turkceciler.com - wikipedia.org - ansiklopedikbilgi.com
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|